İstanbul’da bir goril yavrusu
Dün internette "İstanbul Havalimanı'nda goril yavrusu yakalandı" başlıklı haberler vardı.
Sanki kırmızı listede aranıyormuş gibi!
Uyuşturucu mu kaçırıyordu, kaçakçılık mı yapıyordu ya da ülkeye kaçak giriş mi yaptı? "Yakalandı" başlığı nedir yahu?
Haberin altında ise "Bir mülteci goril eksikti", "Bu işin iyice suyu çıktı, dün de Beykoz'da timsah buldular" benzeri esprili yorumlar vardı.
Haberin içeriğini okumadan yapılan yorumlardı bunlar!
Oysa haberin içeriğinde İstihbarat Müdürlüğü ekipleri, canlıların ve doğal hayatın korunması amacıyla yürütülen risk analizi çalışmaları kapsamında Nijerya çıkışlı Bangkok varışlı kafes tipi bir yükü takibe aldı.
Yani gorili Türkiye'den biri istememiş!
Ama yapılan incelemede, bu sevimli yavrunun nesli tükenmek üzere olan "gorilla gorilla" olduğu ortaya çıktı.
Nasıl da korkmuş, ben nereye geldim böyle diye etrafına bakınıyor?
Bir insan evladını annesinden alıp bir kutuya koyup binlerce km uzakta bir ülkeye yollamaktan farkı yok bu olayın!
Bu sevimli goril yavrusu Nijerya ormanlarında ailesinin yanında oynarken kaçırılmış!
Her yıl böyle nesli tükenmekte olan birçok hayvan doğal ortamlarından kaçırılıp satılıyor! Ve bu durumu bildiği halde bazı vicdansızlar bu zavallı hayvanlara büyük paralar ödüyorlar.
Umarım bu sevimli goril ana vatanına, ailesinin yanına gönderilir.
OLACAK ŞEY Mİ BU?
Beşiktaş, Alanyaspor'a da puan kaybetti.
16 maçta yalnızca 26 puan toplayabilen siyah-beyazlıların bu kötü durumdan nasıl çıkacakları ise belirsizliğini koruyor.
Yanlış transfer harcamalarıyla borcu büyüyen kulübün mevcut başkan adayları taraftara güven vermiyor.
Takımdaki birçok futbolcu gibi 19 yaşındaki Semih Kılıçsoy'un da bu sezon performansı düşük.
Fazla kiloları da eleştiri konusu.
Ama Beşiktaş'ın resmi X hesabından bu paylaşımın yapılmasına şaşırdım doğrusu!
Daha geçtiğimiz Haziran ayında A Milli Takım'da ilk 11'de oynatılmıyor diye Beşiktaşlı taraftarlar sosyal medyayı yıkıyordu.
Semih, Beşiktaş'ın geleceği olarak gösteriliyordu.
Bu kadar kısa sürede bir yıldız adayını kulübün resmi X hesabında hedef tahtasına koymak kime yarar?
ZENGİNLER NE KADAR VENASIL UYUYOR?
İngiltere'de yapılan bir anket, zenginlerin ortalama sabah 06.42 gibi uyandıklarını, düşük gelirlilerin ise sabah 07.06 sularında uyandıklarını öne sürdü.
Ankette patronların ortalama uyku süresi 6 saat 58 dakika ve düşük gelirli insanlardan ortalama 22 dakika daha az uyuyorlar.
Yine aynı ankette zenginlerin üçte birinin yüzüstü yattığı, en çok gelire sahip kişilerin yine üçte birinin 'serbest düşüş' pozisyonunda uyuduğu ortaya çıktı (bkz. görsele).
Kiraya verdiğiniz birçok eviniz, yatınız, son modeller arabalarınız, bankada yüklü miktarda paranız olsa daha sağlıklı ve uzun yaşamak istersiniz değil mi?
Uzun yaşamanın anahtarlarından biri de sağlıklı uyumak! Ama ankete göre zenginler daha az ve sağlıksız uyuyor.
Tüm bu veriler zengin insanların daha çok para kazanmayı ya da kazandıkları parayı nasıl değerlendireceklerini daha çok düşündüklerini, daha stresli ve kaygılı olduklarını gösteriyor.
Zengin olmanın da böyle dertleri var.
KASİYERLERİN SUÇU NE?
Market ürünlerindeki fiyat artışına, aynı iki ürün arasındaki anormal fiyat farklarına sinirlenen bazı vatandaşların kasiyerlerle yaptıkları kavgaların videoları sosyal medyada daha çok önüme düşmeye başladı.
Kasiyerleri videoya çekip hesap soruyor vatandaş.
Kasiyerler de gayet kibar yaklaşıyor ve yanlış anlaşılmamak için de genelde susuyorlar.
Çünkü yanlış bir şey söyleseler sosyal medyaya düşüp, kovulacaklarını biliyorlar.
Saatlerce kasanın başında çalışırken bir de "Bunun fiyatı niye yüksek" diye bağırıp çağıran bir müşteriyle uğraşmak zor iş!
Vatandaşlar tepki göstermekte haklı ama yanlış kişiden hesap soruyorlar.
Sanki zamları asgari ücretin biraz üstünde çalışan kasiyerler yapıyor!
Marketin ismini sosyal medyadan paylaş, e-devlet'de "Haksız Fiyat Artışı Şikayet Bildirimi" formunu doldur, Alo 175'i ara ya da CİMER üzerinden şikayet et.
Daha kesin sonuca ulaşırsın! Uğraşmayın kasiyerlerle!
HAKKINI ARAYAN KAZANIYOR
İstanbul'da yaşayan Özer Hazıroğlu, 2017 yılında satın aldığı LCD ekran televizyonunun ekranında 5 yıl sonra yatay ve dikey çizgiler oluşması nedeniyle ürünün değiştirilmesini talep etti.
DonanımHaber'e göre firma garanti süresi dolduktan sonra yalnızca kurulum hizmeti sunduklarını ve onarım ya da değişim talebini kabul etmediklerini söyledi.
Hazıroğlu da Çekmeköy Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurdu ama garanti süresinin dolduğu gerekçesiyle olumsuz yanıt aldı.
Bunun üzerine Hazıroğlu, 2022'de İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesi'nde dava açtı.
Ve Mahkeme, geçtiğimiz ay televizyonun değiştirilmesine hükmetti.
Hazıroğlu yıllarca hakkını mahkemelerde aramasa böyle emsal bir karar çıkmazdı.
Toplumda garanti süresi bitince elektronik aletlerin değiştirilmeyeceğine dair bir algı var.
Oysa firmaların sattıkları ürünleri tamir etmeleri gerekiyor.
"Yedek parçası yok" savunması da anlamsız. Firmalar sattıkları ürünlerin yedek parçalarını 10 yıl bulundurmaları gerekiyor.
Ya da Hazıroğlu gibi ürünün ayıplı olduğu gerekçesiyle dava açabilirsiniz.
6502 Sayılı Tüketici Koruma Kanunu'na göre televizyon, buzdolabı ve çamaşır makineleri 10 yıllık kullanım süresine tabiler.
Keşke tüketicileri mahkemelerde uğraştırmayacak daha net yasalar çıksa!
Altyazı
"Yardımseverlik aç köpeğin önüne kemik atmak değildir, en az köpek kadar aç olduğunda kemiğini onunla paylaşmaktır." (Kış Uykusu)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."