TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Lübnan’da ateşkesin gerçekleşmesini ümit ettiğini ve bu ateşkese yönelik benzer baskının, Filistin’de de aynı şekilde bir barışın ve iki devletli çözüme ulaşılması için ABD başta olmak üzere diğer ülkelerce yapılması gerektiğini söyledi.
Oktay, merkezi İtalya’da bulunan düşünce kuruluşu Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsünün (ISPI) İtalya Dışişleri Bakanlığının katkılarıyla bu yıl 10’uncusunu düzenlediği MED Akdeniz Diyalog Forumu çerçevesinde basına kapalı düzenlenen “Akdeniz’de barış ve istikrar: Parlamentoların rolü nedir” konulu özel oturuma katıldı.
Oturumun ardından Türk basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan Oktay, MED Akdeniz Diyalog Forumu’nun Filistin, İsrail ve Lübnan gibi Akdeniz ülkelerinin çoğunun katıldığı bir forum olduğunu belirterek, “Dolayısıyla böyle bir yapı olunca Türkiye olarak biz de özellikle buna katılmak istedik. Türkiye’nin görüşlerini, burada muhataplarımızın gözünün içerisine bakarak doğrudan ifade etmek istedik ve bunu da yaptık zaten.” dedi.
Oktay, oturumun iki bölümden oluştuğunu, ilk bölümde güvenliğin, ikinci bölümde ise ekonomik kalkınmanın yer aldığını dile getirerek, “Birinci bölümde tabii ki İsrail ve Filistin, özellikle İsrail’in Filistin’e olan katliamı, soykırımı öne çıkmış durumdaydı. 50 binden fazla insanın öldürüldüğü, altyapının yok edildiği bir ortamda, insanların açlıkla imtihan edildiği, susuzluğun silahı olarak kullanıldığı bir ortamda barıştan ve istikrardan söz etmenin çok zor olacağını, dolayısıyla bir an önce bu katliamların durdurulması gerektiği ve bunun için de iki, özellikle iki devletli bir çözüm 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu Kudüs olan bir çözümün mutlak hem Filistinliler hem de İsrail halkının güvenliği için, istikrarı için ve bölgenin istikrarı için son derece önemli olduğunu ifade ettik.” diye konuştu.
Fuat Oktay, bu noktada Orta Doğu için kalıcı ateşkes sağlanmasının ve insani yardımların devamının önemli olduğunu söyledi.
Filistin heyetinden oturum yönetimine tepki
Oktay, “Filistin temsilcisi, özellikle İsrail temsilcisinin yasa dışı bir yerleşimci olduğu, dolayısıyla yasa dışı yerleşimci olan birisinin bulunduğu bir toplantıda kendisinin anlatabileceği fazla bir şeyin olmayacağını ifade ederek de toplantıdan ayrıldı. Filistinliler ayrıldıktan sonra da Filistinlilerin görüşlerini de yine biz doğrudan izah ettik. Çünkü sadece öldürülen 50 bin kişiden bahsetmiyoruz Lübnan’la birlikte, topraklarından edilen 2,3 milyon Filistinli var.” ifadelerini kullandı.
Oktay, burada başka bir oyun olabileceğini dile getirerek, “O da Filistin’in ‘Filistinsizleştirilmesi’ diye ifade edebileceğimiz, yani Gazze’den Sina Çölü’ne, diğer taraftan Batı Şeria’dan da Ürdün tarafına Filistinlilerin sürgün edilmesiyle oluşacak ‘Filistinsiz’ bir İsrail devleti çözümü. Buna da asla müsaade edilmemesi gerektiğini farklı şekilde öncesinde ve sonrasında olan görüşmelerimizde de ilgili muhataplarımıza da ısrarla ifade ettik.” dedi.
Lübnan için ateşkes umudu
Toplantı sırasında bugün Lübnan’da bir ateşkesin sağlanabileceği yönünde bir bilgi geldiğini aktaran Oktay, “Ümit ediyoruz ki böyle bir olay gerçek olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Oktay, Lübnan’da ateşkesin sağlanması için İsrail üzerine baskı oluşturan ABD gibi ülkelerin, Filistin’de de aynı şekilde bir barışın olması ve iki devletli çözüme ulaşılmasıyla ilgili baskıyı, Tel Aviv’e yapması gerektiğini ümit ettiklerini belirtti.
Oktay, diğer devletlerin de bu anlamda İsrail’e hem silah ambargosu hem de ticaret ambargosu uygulaması gerektiğini söylediğini dile getirdi.
İsrail’in Gazze’den ve işgal ettiği yerlerden çekilmesi ve yönetimi de Filistinlilere devretmesi gerektiğini anlattığını söyleyen Oktay, “Son derece bizim açımızdan tezlerimizi iletebildiğimiz bir ortam oldu, bir platform oldu.” dedi.
Oturumda Kıbrıs konusunu da gündeme taşıdıklarını anlatan Oktay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) uygulanan ambargoların kaldırılması gerektiğini söylediğini kaydetti.
Ekonomik kalkınma da gündemdeydi
Oturumun ikinci bölümünde ekonomik kalkınmanın konuşulduğunu aktaran Oktay, “Aslında tüm ekonomik kalkınma modelleri veya tüm ekonomik kalkınma bölgede istikrarın, barışın ve öngörülebilirliğin artırılmasıyla alakalı bir şeydir. Dolayısıyla yine bu sorunlar çözülmeden bölgede bir ekonomik kalkınmayı bütüncül olarak yakalamak mümkün değil.” diye konuştu.
Oktay, bölgelerinde ortaya çıkan sorunlardan birinin de düzensiz göç olduğunu belirterek, “Türkiye olarak ciddi bir bedel ödediğimiz bir boyut bu ve uluslararası camianın da fazla katkı vermediği bir bedel. Bunu özellikle biz bir kez daha dile getirdik ve bölgede oluşabilecek yeni kargaşalarda yeni bir Türkiye’nin böyle bir maliyeti ödeyemeyeceği ve sınırlarını bu çerçevedeki yeni göçlere açamayacağıyla alakalı özellikle tezimizi burada ifade ettik. Dolayısıyla bunun çözülmesi yine bölgedeki sorunların çözülmesiyle de tabii ki alakalı. Ama bunun yanında iklim değişikliğinin getirdiği bölgede yine ciddi sorunlar var. Bu da tek bir ülkenin tek başına çözebileceği konular değil.” yorumunu yaptı.
Türkiye’nin yeşil ekonomi boyutunda 2053 hedefine dönük belirlediği sıfır karbon hedefi çerçevesinde yapacağı çalışmalar olduğundan söz eden Oktay, “Ama burada bölgesel ülkelerin Akdeniz’i daha temiz tutmak, çevreyi daha temiz tutmak ve geliştirmek, güzelleştirmek adına yine birlikte çalışabileceğimizi burada ifade ettik.” dedi.
Oktay, Türkiye’nin enerji kaynakları bir merkez olma yolunda olduğunu belirterek, “Boru hatlarıyla Asya’dan Avrupa’ya, Orta Asya’dan yine Avrupa’ya olan bir geçiş güzergahını başarmış durumda Türkiye ama aynı zamanda da Akdeniz’e de olan bir geçiş güzergahı var. Dolayısıyla bunu tersinden düşündüğünüzde Akdeniz’deki enerji kaynaklarının da yine Avrupa’ya taşınmasıyla ilgili, dünyaya taşınmasıyla, erişmesiyle ilgili de yine yoğun katkı verebileceği burada bir çözümün olduğunu kendilerine ifade ettik. Bunun için de yine bölgesel istikrar önemli.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin kamu-özel ortaklığı konusundaki tecrübelerini de aktardıklarını anlatan Oktay, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dolayısıyla bunu uluslararası arenada da değerlendirebileceğimizi ifade ettik. Çünkü birçok ülkenin gündeme getirdiği bir konuydu bu. Türkiye olarak bu bizim için bir avantaj, ‘Bunu değerlendirebiliriz’ dedik. Diğer taraftan ticaretin önünün açılmasıyla alakalı serbest ticaret anlaşması veya tercihli ticaret anlaşmalarının imzalanabileceği, teşviklerin verilebileceği, ticaretin önündeki engellerin kaldırılabilmesiyle ilgili parlamentolar nezdinde yapabileceğimiz bazı düzenlemelerle aslında hem ticaretin hem de yatırımın önündeki engelleri kaldırabileceğimizi ifade ettik. Özetle faydalı bir görüşmeydi. Türkiye’nin çıkarına, bölgenin çıkarına ve istikrarına ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.”
Haber Kaynak : SONDAKIKA.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024